FIRST BLOOD çeşitli buluntu kartpostallardan oluşan bir düzenleme. Bu kartpostallar aynı zamanda Mehmet Dere’nin gerçekliğe teması; Bu temas sanatsal kurumlara, sanat üreticilerine, tacirlerine, müze animatörlerine, fon yöneticilerine, özel koleksiyonerlere ve sergilere gitme isteğini kendisinde duyan izleyici ve tüm sanat sistemi olarak adlandırdığımız bütüne gönderme yapıyor. 
Çalışma ‘aktör’, ‘sanatçı’ ya da ne dersek diyelim sanatsal üretim koşullarını belirleyen ve bunun ortaya cıkması üzerine denetim kuran “piyasa” tabir edilen baskıcı çerçeveyi keşfetmeyi hatırlatacak türden. Bu bir çeşit Louise Lawler’ın yapıtlarını andıran bir bakış olarak da okunabilir, tek fark bu bakışın ‘birarada oluştan’ kaynaklanmasıdır. 
Herkesce malum gerçeklerin yeniden keşfi bu anlamda hatırlatıcıdır. Dere kurgusundaki ilaç kartpostallarının kullanıldığı sanat eserleri arasındaki hastalıklı bakışı gizli bir simya işlemi yaparak, yalın olanı çarpıcı olarak görünür kılar. Bu sahte olay; ölü birinin nabız atışının yeni bir gösterisi olarak da okunabilir. Kartpostalların temsil gücü; onlara sahip olan ve onlar aracılığıyla kendi güçlerini onaylatan herhangi bir kurumun temsil gücünden başka ne olabilir?

FIRST BLOOD; Popüler kültürün kült filmlerinden Rambo serisinin ilk filmidir. First Blood filminde kasabaya geri dönen bir amerikalı askerin başından geçenler anlatılır, filmin kahramanı (John Rambo) hiç bir neden yokken ötekileştirilir, hapse atılır ve ormana kaçar. First Blood bir intikam filmidir, çünkü ilk kanı onlar akıtmıştır. Serinin ilk filminde Rambo bir çesit kahraman olarak Amerikan rüyasına gerçeğin cevabı gibidir. Duygusal, pek konuşmayan ve “derin” bir tip. Bu anlamda film iktidar olarak tasvirin/tasvir olarak iktidarın eleştirisi gibi de okunabilir.

0 comments: